Uçsana Görelim

Çünkü sinek bir kahrolan. Uçtu durdu yıllarca, asırlarca ya da milyonlarca yıllarca. Kimse sevmedi, kimse düşünmedi. Ve bekli de kimse hissetmedi. Sinek kimi zaman bir iskambil kağıdında gurup adı oldu, kimi zaman hayvanseverlerin bile tek hamlede öldürdüğü bir hayvan oldu. Dışlandı, çünkü kimse sineği bir köpek kadar sevmedi. Ona gereken değeri vermedi. Hor gördü, aşağıladı. Yaratılmış olan en bayağı varlık muamelesi yaptı.


Halbuki sineğin köpekten daha fazla gözü, kediden daha fazla bacağı ve bir unicorndan daha fazla kanadı vardı. Boynuz onun umrunda değildi, uçmak ise bir tutkuydu Hürkuş’tan ibaret. Yoruldu, belki terledi, belki canına tak etti.. Ama biz göremedik. Uçmak bir sinek gibi özgürce ve bir arı gibi kolonicesine…

Ama sineğin balı yoktu, düşmanı çoktu. Vurulan her tokat, her sille aslında insanoğlunun kendini umursamadığının bir kanıtıydı. Çünkü bizler sineklerdik. Bal yapamıyorduk ama uçuyorduk. Kendimizce tabi…