Bahara Doğru



Uzunca yollar var arkamızda artık. ‘’Ne yapacağız be Kamil ?’’ sorusu dilimizden düşmüyor. Bohem mi ? En afilisi bizimle. Ve evet ‘’Ne yapacağız be Kamil ?’’.
Ufak bir soru cümlesi oldu hayatlarımız yaşadığımız süre içerisinde. Ülke desen almış başını gitmiş. Yeni bir ses, yeni bir soluk bekler olmuşuz. Yeniler gecikmiş, biz tükenmişiz.
Sifon sesi edasıyla geçirdiğimiz günlerimiz artık daha sıkıcı bir hal aldı. Girilecek bir sürü sınav önümüzde engeller silsilesi halinde belirmekte. Umutlarımız var halen yarına dair. Soracağımız onca soru. İyisi mi biz biraz daha devam edelim gelecekteki hayatlarımızı geçmişten yaşamaya.
Adımlarla eskittiğimiz kaldırımların sonu gelir mi bilinmez. Ama olsun yanan, tükenen mumların hesabı sorulur elbet. Şairin de dediği gibi belki yarın, belki yarından da yakın. Yarın demişken sayın okur, özledik biz sizi tüm vuslatlara inat sahici rüzgarlar gibi.
Takvimler susmuş, gün pusmuş bu ara. Saatler kurmuş kendini yarınlara inat. Hani o beklediğimiz aydınlık yarınlara inat.

Dünyanın en mutlu kuruyemişçisini arayacak olursak gitmemiz gereken yer, dünyanın en iyi kuruyemişçisidir. Çünkü dünyanın en iyi kuruyemişleri, dünyanın en iyi kuruyemişçisinde bulunur dedi Fehmi. Ciddiye aldım. Söylenilmesi gereken kelimeler sıralamasında en önde gelen kelimelerden oluşan kelimelerden kurar cümlelerini Fehmi. Sanki dünyanın en iyi kelimelerini kullanan bir usta edası ile.

Tiyatro örneğin halkı yaşadıklarıyla yüz yüze getiren bir spor adeta. Bir de bu ara aklımı hayli karıştıran acaba sipor mu desem sorunsalı. Bilemedim çoğu zaman kelimelerin kullanım tarzlarını ama olsundu. Kelimeler benimle güzel.

Sözlerimi noktalarken sayın okur, yeşil penguenleri koruma ve yaşatma derneğine vurgu yapmadan geçemeyeceğim. Gerçi ne kadar geçemezsem o kadar geç gelecek bahar ve biz o kadar geç kalacağız yaza…

Sonuç olarak canımlar, ciğerimler.. Yeşili sevin doğayı koruyun kızılderilileri kollayın.
Yeşil penguenler dünya üzerinde varsa eğer bizler daha biz olacağız.