Trafikte
sıkışmış yaşamların arasından sessizce süzüldü. İnsan bazen kendini
kaybedebiliyor. Yanlış
durakta indi otobüsten, yanlış sokaklara saptı, hep yanlış işlerin peşinden
gitti. Elbet bir
çıkış bulabilirim diye. Düşünmeden gitti genelde ama şimdi evden çok uzaktaydı,
kilometrelerce uzakta. Eviyle
arasında bir
denizden fazlası vardı. Karanlık sokakta yürümeye devam etti, sokak lambasının
altında onu arar gibi yürüyordu. Bulamayacaktı, biliyordu. Martı çığlıkları,
kedilerin boğazına tüyleri kaçtıklarında çıkardıkları türden sesler. Bi'
manavın dükkan kapısını kilitlediğini gördü, karşıda bir
merdiven. Ayakları o yöne gitti, sakindi. Merdiven boştu. 'Gece
olunca İstanbul daha güzel' dedi kendi kendine dışarıdan duyulacak bir sesle.
Uzun süre oturdu o merdivende ne gelen ne giden ne de evde onu bekleyen biri
vardı, kabullenmişti ama vazgeçmemişti. İnsan bazen pes etmeyi bilmiyor.
Ayağa
kalktı bacaklarındaki uyuşukluğu hissetmek için, canı yandı. Arkasına döndü
biri geliyordu, üstüne başına çeki düzen vermeye çalıştı, olmadı olamazdı da
zaten saçı sakalı birbirine karışmıştı. Yüz yaklaştıkça o olduğunu anladı,
içini mayhoş erik tadı kapladı biraz utandı. Yanına gelip oturdu Aysel,
herhangi bir şey
söylemeden. O da bir alt basamağa oturdu, gerektiğinde
ağlamak için Aysel'in dizlerine başını koyabilmek için. Gelmeyeceğini düşündüğünden
böyle pasaklı giyindiğini söylemek istedi, ama vazgeçti. Saçmaydı çünkü Aysel
gelmişti. Uzun uzun sustular bu konu hakkında, söylenecek pek bir şey yoktu
çünkü. Sadece geldiği dolayısıyla bahtiyar olduğunu belirtecek oldu, Aysel
kesti. Hem lafını hem yüreğini lime lime oluncaya dek. 'Artık ne söylesen fayda
etmeyecek, seni seviyorum. Ama biliyorum kızıyorsun bana bu susmalarıma bu
derin bakışlara kızıyorsun.' Aysel'in yüzüne baktı, minik bir
tedirginlik ifadesi yoktu, emindi bunları söylerken. Adam, gözlerinde en son
babasının ölümünde hissettiği o amansız acıyı hissetti. Artık her şey için çok geçti evet. Kaybetmek
için, sevmek için, ağlamak ve gülmek için çok geç. Başını Aysel'in dizlerine
koydu içi kısa süreli de olsa huzurla
doldu. Aysel aniden ayağa kalktı. Adamın başı buz gibi beton merdivene çarptı.
'Aysel git başımdan seni seviyorum.' dedi sakalları kanla doldu.