Yapmamız gereken çok şey vardı.
Taze ağaç dalları gibi sarılmalıydık.
Güneş doğarken el ele tutuşmalıydık.
Çayımızla beraber sigara yakmalıydık.
Yapmamız gereken çok şey vardı.
Parlak kelebek kanatlarında buluşmalıydık.
Yağmurda sessiz adımlar olmalıydık.
Yeni doğmuş bir bebeğin telaşını yaşamalıydık.
Yapmamız gereken çok şey vardı.
Yürüyen merdivenlere kafa tutmalıydık.
Şubatta ters esen rüzgara karşı koymalıydık.
Geriye dönüp bakınca birbirimizi görmeliydik.
Yapmamız gereken çok şey vardı.
En uzak şehre bilet almalıydık.
Kurtarılması gereken hayatları düşünmeliydik.
Belki de en önemlisi hiç ayrılmamalıydık.