Çok sevgili sevgilim...
Sana "yürüyüşe çıktım" notu bırakamadığım için
kusura bakma. Bir mektupla gittiğim için de. Ama emin ol böylesi daha iyi. Emin
olmasan da yapacak bir şeyin yok. Çünkü filmlerdeki gibi, sen bu satırları
okurken...
Bu sayfada yazılanları, veda busesinden daha çok, sevgili
tarafından terkedilen evi kullanma kılavuzu olarak düşün. Kapıdan girdiğinde
burnuna temizlik kokusu çarpmıştır diye umuyorum. Eğer öyle olmadıysa burnun
tıkanmış olabilir, klimaya dikkat et. Soğuk algınlığı ile ilgili bir sorununun
olmadığını düşünüyorsan da kullandığımız temizlik malzemeleri bittiğinde farklı
ürünler almayı dene.
Şu anda çoktan bir sigara yaktığını düşünüyorum, aç karnına
sigara içme. Dün akşamdan kalanları buzdolabına kaldırdım, yiyebileceğin
kadarını ısıt.
Yemeklerin alt rafında da mezeler var, haberin olsun. Sana göre giden bir sevgilinin ardından yapılabilecek en iyi şey, rakı sofrası kurmaktır. Bunu bildiğim için hazırlayıp dolaba kaldırdım. Biliyorsun benim içinse ilk tercih çarşaf, yastık yüzü yıkamak. Şuanda balkonda asılılar, onları içmeden önce topla. Mümkünse içkiyi de çok fazla kaçırıp yeni yıkanmış çarşaflara kusma.
"Nasıl yani?" diye düşünüp şaşırmış gibi davranma. İnsan birini sevdi mi elleri değişir, ellerine bak.
Çok sevgili sevgilim, bazı geceler uyumadan önce kelimeleri
kurcala. "Çok sevmek" kavramında bazı yanlışların olduğunu kabul et.
Ve becerebilirsen sadece birini çok sev. Beceremezsen bütün gömleklerin kirli
sepetindeyken bir kez daha terk edilebilirsin.
Kafayı yemedim, gerçekten çok sakinim. Gidişimin nedeni de
bu zaten. Kavga edebilseydik kalırdım. Sana bağırıp çağırıp biblo fırlatmak
isteseydim kalırdım. Ama sen bugün onunlayken, ben mutfak lavabosunu
temizleyebildim. Aşk vefalı değildir. Ama ben sana vefalı veda edebildim.
Çok sevgili sevgilim....
Sen bu satırları okurken... ben çoktan senden vazgeçmiş
olacağım.
Bana bu satırları yazdırırken... senin benden vazgeçtiğin
gibi.