Süreklilik Hali




Yeni Foça, Ekim 2014

En sevdiğin kentin boşu boşunalığı. Sana dar gelen dört duvar bir ev. Kontrol edemediğin aşk, içine sığamadığın bir beden, dışarı taşan bir zihin. Sürekli bir yok olma hali sonra. Kafan ve kalbin birbirine yakın olmalıymış. - Öyle dedi bilge kişi. - Zihnin ve sevdiğin her şey yani.

Koca bir girdap derim bana sorsan!

İnişlerim, çıkamayışlarım, çırpınışlarım, beni içine çeken dönüşlerim.

Sürekli bir özlem hali. Şehirleri, kentleri, hayatı, dostları, arkadaşları, aşkı.

Kendimi bile.





Kalmayı başaramadığım gibi hiçbir zaman bir yerli de olamadım. Aidiyetsizlik. Geçmiş daha korkutucu gelir bana ondandır belki. Belki de umudum, hayallerim kalmadığı için geleceksizliğim yüzündendir geçmişin daha karanlık/korkutucu gelmesi. Hep bir dönüş sonunda ama. Kalamamak hep. Bir şeylere bağımlı olmaya çok müsait bir yapıya sahipken vedaları çok seviyorum.

Hep bir terk etme hali. Şehirleri, kentleri, hayatı, dostları, arkadaşları, aşkı.

Kendimi bile.

Eksiklerimle başım dertte bu ara yine. Döneceğim ya hani, başladı eksikler zihnimde kanser gibi üremeye. Erken teşhis için uğraşma çabasından öteye gidememe durumu. Birine aşık olduğunda onu yüzde yüz'e tamamlarsın da eksikleri kalmaz ya öyle geçecekmiş gibi bir eksiklik. Farklı coğrafyaların yağmurlarında ıslanacakmışız gibi bi' eksiklik.

Geçmeyecekmiş gibi bi' eksiklik.

Hep bir eksilme hali.

Sadece kendi adıma.