Bira Bardağını Kulbundan Tutamayan Adam



Eğer bildiğimiz bir şey varsa sayın okur, mutluluk sürekli değil anlık bir durumdur.
Bira şişesini kulbundan tutmayan adam samimiyetine sahip bir adamdı bira bardağını kulbundan tutmayan adam. Elleri kocaman, kolları upuzundu. Kaşları az bıyıkları pekti. Ama genelde sinekkaydı tıraş olurdu. Saçlarının yanlarını kestirir, üstlerini uzatırdı. Güneşli havalarda kapşonunu kafasına geçirir, yağmurlu havalarda çıkarırdı. Koluna yeni yaptırdığı dövmesi, sırtındakinden daha büyük, daha büyülüdür.

Bira bardağını kulbundan tutmayan adam birkaç kez sevmeye yeltense de birkaç kez sevememiştir.
Sabah 06.51’de evinden çıkan bira bardağını kulbundan tutmayan adam koşmak veya koşmamak arasında kalmış bir yürüyüşle ilk otobüsü kaçırmamak için durağa ilerlemektedir. Ne bekliyordunuz ki saat 06.51’de hayatını değiştirecek bir insanla mı tanışacaktı ? Saçmalayın sayın okur. Tabi ki bulunduğu şehirde ilk otobüs 06.30’da başladığı için ilk otobüsü kaçırmış ve üçüncü otobüse binmişti. Bu arada bulunduğu şehir dedik ama gereksiz bir gizem oluştu. Bira bardağını kulbundan tutmayan adam Çanakkale’de doğmuş, yetişmiş, tatlı mı tatlı bir çocuk olarak halen orada ikamet etmektedir.
Yaşadığı hayatın bütün şiirlerden daha şairane olduğunu düşünse de o kadar şairane değildi. Kaldı ki Bira bardağını kulbundan tutmayan adam şiir seven bir insan değildi. Ona göre ölüm duştan çıkıp sabun kokmak gibiydi. Otobüsteki adamdan bir cümle istedi. Adam döndü ve dedi ki ‘’bugün çok yoruldum.’’ Peki dedi Bira bardağını kulbundan tutmayan adam üzerinde durmadı. He dedi. Adam sırıttı ve dedi ki ‘’beni sal, bugün beni sal.’’ Demek ki adam akşam çalışıyordu. Arka koltuktaki adam ‘’Selamınaleyküm’’ diye ön koltuğundan yeni filizlenen muhabbete salça olma çabası içine girdi. Bira bardağını kulbundan tutmayan adam arkasını dönünce arka koltuğunda Merter’i gördü. Merter ki öyle yavan değil Osman Merter.

Burada araya girmek istiyorum sayın okur. Hangi anne baba oğluna Merter, hatta Osman Merter ismini koyacak güzelliğe sahiptir ki. Neyse Osman Merter’in anne babasına buradan selam olsun.
Bira bardağını kulbundan tutmayan adam Merter’e dedi ki ‘’ben babaannemi bıçaklamadan önce ne düşündüm biliyor musun ?’’ Merter’de ‘’bana bir şey katacak ise söyle, yoksa beni hiç oyalama kardeşim.’’ Diye yanıtladı . Bira bardağını kulbundan tutmayan adam Merter’e ‘’Ne kadar tatlı bir adamsın.’’ Dedi fakat Merter pek umursamadı, kulaklıklarını takıp Get Lucky dinlemeye devam etti.

Hikayenin bundan sonrasını bizi az biraz tanımaya başladıysanız tahmin edebilirsiniz sayın okur. Bira bardağını kulbundan tutmayan adam otobüsten iner, orda başka bir olay yaşar falan. Bizi yormayın, gerisi sizin hayal gücünüze kalsın.

Not: Bu hikayede gerçek kişi ve kurumlardan yararlanılmış olabilir, olmayadabilir. Ha burada siz siz olun bira bardağını kulbundan tutun yoksa düşüyor. Bir de bira bardağını kulbundan tutmayan adam bira içmez.