Ben Değilim




Başıma ağrılar giriyor fakat çıkmak bilmiyorlar. Başımı ellerim arasına daha sık alıyorum artık. Eskisinden bile çok düşünüyorum. İnsan, kalabalıklaştıkça yalnızlaşıyor çünkü. Bazen kendime vakit ayıramamaktan yakınıyorum. Ama çevrenin kargaşasının içimin çığlıklarını bastırdığını da biliyorum en azından duymuyorum diyorum. Karar vermek güç. Ben bile tanıyamıyorum ellerimi bazen. Aynaya bakan ben değilim, öyleyse tüm aynalar kırılsın. Aynı kalbim gibi. Aslında kırgınlık değil bu. Sadece düşünüyorum onu o kadar. 

Devamının gelmesini istemediğim güneşli havalara benziyor aynı. Evet, güneşi ve yazı sevmem. Kışın doğduğum vesilesiyle değil bu, bilakis temmuz doğumluyum. Salt yalnızlık kışa daha çok yakışıyor. Kuşların gidişini, bulutların gelip yeni resimler çizmesini seviyorum. Her bir yağmur damlasının yere düşüşünü seyredebilirim. Çünkü buna zamanım var. İhtiyacım olandan çoğu var. Sadece gerek duymayacak kişilerle gerek duyulmayan yerlerde harcıyoruz onu. Bu duraklarda uzundur bekledim seni. Karın yağışını beklediğim gibi bekledim hemde. Sonra, 'boşver' dedim kendime 'her gelen otobüs üzerime çamur sıçratmaktan başka ne yaptı sanki?'.

 Yürüdüm. Yürüdüm. Yürüdüm. Ve çok uzun süre düşündüm.


 Ağzımdan tek kelime çıkmadan, güneşi gece karanlığına davet ettiğim zamanlar oldu. Kalbimi açtığım kim olduysa, hissimde kalan tek şey yüzüme vuran soğuk rüzgarlar oldu. Bir düğümden fazlası var boğazımda; sustuğum sözcükler, yutkunduğum fikirler ve kaçırdığım bakışlar var.