Zaman Ellerinden Kayarken



Öyle ki insan değişime mahkûm bir varlıktır. Alışkanlıkların, sevgilerin, nefretlerin, hislerinin tümü, kalbinin derinliklerinde ne varsa değişecektir. Bırak çevren aksın etrafında, biraz kendi yalnızlığına sinip seyretmeye ihtiyacın var. Kabullen ki kimse mutlu olamayacak. Zaman ellerinden kayarken bir dilek tut. Gerçekleşmesi olası olmayan bir dilek. Kendini ne kadar kurcalarsan o kadar ileri gidebilirsin bu hayatta. Bırak ruhun sınırlarını tanıyamasın. Umutsuzluğa kement atan salt sen
değilsin. Ben buradayım. Biz buradayız hala.

Yağmurlar çarparken karanlık odanın camlarına, kimsenin uyumak aklının ucundan geçmezken. Sen gelirsin her gece. Boğazımda suskun kalır her hece. Fırtınanın şiddetine dayanmak ne zordur, elinde akvaryum ile. Kimse bu dalgalı denizi görmek dahi istemezken ben cebelleşiyorum. Beklemek mi, vazgeçmek mi bu? Bilemiyorum inan. Sessizlik sensizliğe bağlanıyor tüm gece.

Susmak ne kadar zordur kalbin çığlıklar atarken. Hiç anlatmaya çabaladın mı? Geçmişini tekrar yaşama fırsatını verdiler mi eline? Sessiz ol şimdi. Gözlerini kapat ve fısıldayarak haykır dünyaya. Bunu yapabilir misin? Bu denli güçlü müsün? Emin misin kendinden, yaşamak istediğin hayattan? Halen takatin var mı birilerine inanmaya? Bu kadar aldanmışken. Varını yoğunu kendi ellerinle verdiğin bu hayata inanmakta kararlı mısın? Ne çok insan geçti, daha niceleri geçecek. Zaman ellerinden kayarken bir dilek tut.