Ruhunda Şarap Lekesi




Geceler, geçirdiğin bütün gecelerden daha uzun olacak. Canım çok acıyor diyeceksin, öyle zannedeceksin. Sonra yeni acılarla tanışacaksın. Asıl acı böyle çekiliyormuş diye düşüneceksin. Sonra daha büyüğü gelecek, daha büyüğü, daha büyüğü... Aldığın her nefeste acının tarifini değiştireceksin. Daha derin bir yanık, daha kesik bir yara... Yaşattığın kötü günlerin daha çoğuna başlayacaksın her yeni günle. Uyumak isteyeceksin. Uykuyu sevmeyen sen, huzurla uyuyakalabilecek masumiyetinden ne kadar uzaklaştığını fark edeceksin. Seni böyle günahkar, böyle çirkin, değersiz kılan tenleri, bedenleri düşüneceksin. Hepsinden tiksineceksin, ama en çok kendinden...
  
Aynaya baktığında gözaltlarında bulacaksın hüznün ve ıssızlığın birikmişliğini. "Bana kim ne yaptı?" diye sormaya yeltenirsen kendinden başka yanıt bulamayacaksın. Herkes yaşattığını yaşar, sen fazlasını yaşayacaksın. Bunu bilmek seni deli edecek. Gözyaşlarınla ruhunu yıkamaya çalışacaksın, bazı lekeler çıkmayacak. Her zamanki gibi güçlü durmaya çalışacaksın, en çok da bu yoracak seni. Başını cama yaslamış hissizce bakarken nefesinin bıraktığı buğuya bakıp fark edeceksin; insanın nefes alırken de ölebileceğini, ölü bi halde yaşayabileceğini.

Ben istesem de istemesem de er ya da geç bu satırları yaşayacak ve anlayacaksın.

Ama şunu da belirtmek isterim, göğsümde uyuduğun geceyi, sana helal etmiyorum.