İlkbahar geliyor, hava güneşli, bir kaç saatliğine olsa da...
Çantama, yarısını okuduğum, diğer yarısını da okumak istediğim kitabı atıyorum,
cüzdan, telefon, su şişesi, bir de kibrit kutusu. Sigaram yok. Cüzdanda para
yok. Cüzdanı niye aldım, kibriti niye attım bilmiyorum. İskeleye atlıyorum...
İskele sizin bildiğiniz iskelelerden değil, benim bisikletin ismi. İç
Anadolu'da beni sahil kenarına götürebilecek tek taşıt, İskele.
Okula gidiyorum, güzel bir
ağaç bulup altına kuruluyorum. Zaten ben okula gitmeyi haftasonları daha çok
seviyorum. Çok başarılı bir öğrenci değilim, CC ve üstüyle yetiniyorum, ama
derse giderken şarkı söylüyorum içimden, bazen ıslık çalıyorum. Gün geliyor
ağaçlara bakarak yürüyorum. Tabi bunlar değerlendirmeye dahil değil, önemli de
değil. Dahil olmadığı için seviyorum.
Kitabı
açıyorum, başlıyorum okumaya, Kürk Mantolu Madonna... Daldığım yerden bi sesle
dönüyorum.
Bir
kadın... Yirmili yaşlarda, yüzü solgun, gözleri keskin, kaşları ve saçları
seyrek. Ateşim varsa uzatmadan vermeliyim ve bununla gurur duymamalıyım, ses
tonuyla bunu hissettiren bir kadın. Acelesi var, zamanı yok. Toparlıyorum
kendimi.
-Ki..
kibrit var çantamda. Bi saniye...
Bekliyor.
Buluyorum. Çıkarıyorum. Yakıyorum... yani kibriti yakıyorum da sigarayı
yakamıyorum, sönüyor hemen. Deniyorum tekrar. Kibrit hemen sönmek istiyor,
kadın hemen gitmek istiyor. Ben büyük bi beceriksizlik sergileyerek denemeye
devam ediyorum.
-Tamam
neyse, diyor. Sorun değil.
-Dur,
diyorum. Son bi şans...
Yanıyor.
Önce kibrit çöpü, sonra kadının sigarası. Kadın dumanı çekiyor içine, öyle
inanıyor.
-Sağol,
diyip gidiyor. Adımları hızlı, kaçar gibi, neyden bilmem.
Onda ateş yok, bende
sigara. Elimde kibrit kutusu, kalakalıyoruz Madonna'yla o ağacın altında. Gittiği yönün zıttına bakıyorum, nereden geldiğini anlamak için. Büyük
harflerle ONKOLOJİ yazıyor. "Kibrit bunun için miymiş? Peki neden sigaram
yok?" diye düşünüyorum. Bundan mı gözlerinin keskinliği, ne istediğini
bilmesi, minnettar olmaması? Büyük harflerle yazılmış o kelimeden mi?
Çantamı
topluyorum hemen, bisiklete biniyorum. Dolaşıyorum, arıyorum. Görsem ne
yapacağım bilmiyorum. Zaman geçiyor, akşam oluyor, zaten kimse yok. Eve
gidiyorum, kenardaki köşedeki paraları birleştirip, bir paket sigara alıyorum.
Arasıra
aklıma geliyor, hastanenin önünde bekliyorum. İskele'yle geçerken uğruyorum.
Direksiyonu sabit bir açıya ayarlayıp, başım dönene kadar, 360 derece yavaşça
defalarca dönüyorum. Göremiyorum, bulamıyorum. Evden çıkarken kibriti yanıma
alıyorum, ama olmuyor, başaramıyorum.
İnsan bazı şeylerin
sebebini, bazı hikayelerin sonlarını bilmez. Onun hikayesi neydi, bitti mi,
bilmiyorum...