Kutular





Yeni bir eve taşındığınız zaman boş odalarda yankılanan ses hemen dikkatinizi çeker. Yaşantınızı sürdürmeye devam edeceğiniz yeni alanın sizinle ilk karşılaşması. İlk temas.

Hemen hemen her insan, hayatında bir kez olsun taşınmıştır. Veya bir taşınma işinin ortasında bulmuştur kendini.

Yeni ev bakmaya başlamak sürecin ilk adımı. Daha sonra eski ev toparlanmaya başlıyor. Nakliye işleri için yakın arkadaşlara haber veriliyor. Yeni eve geçiliyor ve eşyalar kutulardan çıkmaya başlıyor. Sonrasında yeni bir düzene adapte olma süreci. Bu süreci tamamladığınızın en bariz göstergesi, gece ışıklar kapalıyken evin içinde dolaşabilmektir. Eğer hiçbir yere çarpmadan amacınıza ulaşabiliyorsanız süreç tamamlanmış, yeni evinize adapte olmuşsunuz demektir.

En zor geçen kısım benim için hep toparlanma süreci olmuştur. Kaç tane kutuya sığacağını bir türlü hesaplayamadığınız fazlaca eşya. Önce sokaklarda gidip gelirken, sağa sola bırakılmış olabileceğini düşündüğünüz karton kutuları aramaya başlarsınız. Bulsanız bile bunlar size hiç bir zaman yetmez ve bir üst seviyeye çıkarsınız. Mahallenizdeki bakkal ve marketlere sorarsınız. Bu süreç öyle büyür ki zihninizde hayatınızın bütün amacı karton kutu aramak olur. Her an, her yerde aklınızda sadece eve dönerken kutularla dönmek vardır. Boy boy karton kutular hayatınızın en önemli şeyidir artık. Hele bir de yağmurlu havalara denk gelirseniz, ıslanmış ve kullanılamaz hale gelmiş karton kutuları gördükçe canınız yanar. Artık tüm hayatınız kutu olmuştur. O kutuları bulmak tüm hayatınızın amacıdır. Taşınma işi bittikten sonra yaklaşık bir hafta içinde o kutuların hepsinden kurtulmuş olursunuz. Ve sonrasında bir daha hayatınıza hiç girmeyeceklermiş gibi yaşamaya devam edersiniz.

Ölüm insanın son kez yeni bir eve taşınması gibi. Sizi bir kutunun içine koyuyorlar ve yaşadığınız, bildiğiniz yerden başka bir yere götürüyorlar. Kutuyu ise her zaman en yakınlarınız taşıyor.